Millet-i Sadıka’dan Büyük İhanete: Ermeni Terörü

24.04.2022
139
Okuma Süresi: 5 dakika
A+
A-

Ermeni Terörü

Uluslararası arenada yaklaşık yüz yıldır Türk dış siyasetini meşgul eden Ermeni meselesi 1915 yılındaki tehcir kanunuyla birlikte ortaya çıkmış ve o zamandan bugüne kadar bazı zamanlarda küllenmiş bazı zamanlarda ise harlanarak her zaman gündemde kalmayı başarmıştır. Uzun yıllar boyunca Osmanlı Devleti hakimiyetinde huzurlu bir hayat süren Ermeniler devletin her kademesinde de görev alarak Millet-i Sadıka (sadık millet) olarak nitelendirilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı Devleti’nin birçok cephede savaşmasını fırsat bilerek Rusya başta olmak üzere Avrupalı devletlerin tezgahıyla teşkilatlanan Ermeni çeteler cephe gerisindeki Türkleri katletmeye girişmiştir. Özellikle vilayeti sitte denilen Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Diyarbakır, Elâzığ bölgelerinde yoğunlaşan Ermenilerin bu hareketine karşılık Osmanlı Devleti tehcir kanunu çıkararak mevcut bölgelerde yaşayan Ermenilerin farklı bölgelere göç ettirilmesini sağlamıştır. Bu kanunla asıl yaşadıkları topraklardan uzaklaşan ve farklı bölgelere yerleşen Ermeniler zaman içerisinde bu kanunu politik amaçlarına alet ederek sözde Ermeni Soykırımı adı altında propagandaya başlamışlardır.

Bu süreç içerisinde farklı dernek ve komitelerle organize olan Ermeniler kiliseyi de terörizm faaliyetlerine alet etmişler birçok noktada Ermeni kiliseleri Ermeni çetelerinin mühimmat deposu olarak kullanılmıştır. Ermenilerin Sultan II. Abdülhamid döneminden itibaren başlayan terörizm faaliyetleri daha sonraki dönemlerde artarak devam etmiş ve milli mücadele döneminde düzenli ordu kurulduktan sonra ilk harekât Ermeniler üzerine yapılmıştır.

20. yüzyıl başlarında daha organize bir hal alan Ermeni Terörü Hınçak ve Taşnak komiteleri tarafından organize edilerek daha planlı bir hal almaya başlamıştır. Nitekim bu yüzyılda Ermeni tehciri bahane edilerek önce 15 Mart 1921’de Berlin’de Talat Paşa, 6 Aralık 1921’de eski hariciye nazırı Said Halim Paşa, 1922 yılında ise Tiflis’te Cemal Paşa Ermeni teröristlerce öldürülmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra uzun bir müddet terörizm faaliyetlerine ara veren Ermenilerin 1975 yılında kurulan ASALA terör örgütüyle tekrar silahlı faaliyetlere girdiği görülmüştür. Kendilerini Hınçak komitesinin devamı olarak gören ASALA terör örgütü Türk diplomatlara karşı planlı bir şekilde suikast faaliyetlerine girişen terör örgütü 1975 ile 1984 arasındaki dokuz yıllık bir süreç içerisinde yaklaşık kırk diplomatı şehit etmişlerdir. Başta Yunanistan olmak üzere Avrupa devletleri, Suriye, ABD, Fransa, İran, Lübnan gibi devletlerin desteğini arkasına alan ASALA dünyanın her noktasında Türk diplomatlara suikastlarda bulunmuştur. Bu devletler tarafından aleni ve gizli olarak desteklenen ASALA terör örgütü 1985 yılından itibaren faaliyetlerini sonlandırarak kendini feshetmiştir. Bu örgütten sonra ise PKK ortaya çıkarak terörizm faaliyetlerini devam ettirmiştir.

20. yüzyılın son çeyreğinde siyasi faaliyetlere daha fazla önem vermeye başlayan Ermeniler diasporanın etkili olduğu ülkelerde sözde Ermeni soykırımının yasal güvence altına alınması konusunda faaliyetlere başlamışlar ve özellikle ABD ile Fransa’da faaliyetlerini yoğunlaştırarak bu ülkelerde Ermeni tehciri ile ilgili kararlarlar alınmasını sağlamışlardır. Bu faaliyetler kapsamında ekonomik, politik ve sosyal olarak birçok faaliyette bulunan Ermeniler özellikle batı dünyasından bu çabalarına karşılık bulmakta zorluk çekmemektedir.

Günümüzde Ermeni problemi hala sıcaklığını korumaktadır. Kafkasya bölgesinde bir devlet olarak bulunan Ermenistan bu bölgede kaos isteyen büyük devletlerden aldığı destekle ayakta duran bir durumdadır. Bununla birlikte Türkiye tarafından istenen Ermeni Tehciri ile ilgili soykırım iddialarının çürümesini sağlayacak olan Osmanlı arşivlerinin tarihçiler tarafından incelenmesi konusu da Ermenistan tarafından gerçeklerin ortaya döküleceği korkusuyla kabul edilmemektedir.

Hazırlayan : Cem Demirtay

Lütfen kaynak belirtin, tüm hakları saklıdır, alıntı yapılamaz

Bir önceki yazımız olan Kanuni Sultan Süleyman'ın portresi 350 bin sterline satıldı başlıklı makalemizde Kanuni Sultan Süleyman, Kanuni Sultan Süleyman'ın portresi ve Mihrimah Sultan hakkında bilgiler verilmektedir.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.