Türkmen Aleviliği ve Arap Nusayriliği

21.04.2025
143
Okuma Süresi: 7 dakika
A+
A-
Türkmen Aleviliği ve Arap Nusayriliği

Nusayrilik (1) Türkmen Aleviliği ve Arap Nusayriliği

BİSMİŞAH ALLAH, ALLAH.!
HAK, MUHAMMED, ALİ HAKKINA..

“Biz Türkler; Alevî meşrep Sünnîleriz..”
/Ahmet Arvasi

Alevilik Türkmen’e özgü, Türk’ün özüdür..
Arap’ın Alevi’si olmaz; Nusayridir o.!
Fars’ın Alevi’si olmaz; Şiadır o.!
Kürt’ün Alevi’si olmaz, iddia ediyorsa başka birşeydir o.!

Yesevi öğretisi, Bektaşi nefesidir..
Dört kapı, kırk makamdır Alevilik;
Şeriat kapısını açmadan hakikate varılmaz..

Muhammedi olmadan Ehl-i Beyt sayılmaz..
….
Alevilik İslam dairesi içinde Türklere özgü tasavvufi bir anlayış iken işi girift kıran ve siyasallaştıran boyutu “Şiilik” ile karıştırılmasıdır.
Aslında kısaca hikayesi Yemenli bir yahudi olan İbni Sebe’nin fitnesinde çıkan “şia” Farslılar için biçilmiş bir din, istedikleri gibi şekle sokacakları bir inanç kalıbı olmuştu.
Ehlibeyt’in niteleyeni Hz. Muhammed’i es geçip, Hz. Ali’nin evlatlarından sadece Hz. Hüseyin’e ve onun soyuna özel bir statü verilmesi ise;
Hz. Hüseyin’in sasani Kisra’sının sonuncusu III. Yezdigirt’in kızı Şehribanu ile evlenmesinden başka bir şey değildi.
Nübüvet soyu ile pers krallarının soyunun buluşması dördüncü İmam Zeynel Abidin ile başlayan kutsiyet Farslılar için biçilmiş bir din, Fars İmparatorluklarını ortadan kaldıran İslam anlayışana karşı sığınacakları bir liman olmuştu..

Nusayrilik ise Şiiliğin bu açmazında daha da girift kısmında yer alan bir mezheptir..

İslam dairesinde Türk kültür ve yorumu olarak sistemleşen, Bektaşilik olarak da adlandırılan ortak yanlarının bulunduğunu iddia ettikleri Anadolu Aleviliği arasında, köken, inanç ve ibadet açısından ciddi farklar vardır..

Türk Dünyası’nda Alevilerin manevi önderleri Pir-i Türkistan Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli gibi Türkmen sufileridir. Nusayriler ise kendi geleneklerinden gelen Arap şahsiyetleri önder kabul ederler.

Nusayrilik ayrı bir mezhep olarak kabul edilirken Alevilik İslam dairesinde Türklere özgü tasavvufi bir anlayış olarak ele alınır..

Anadolu Aleviliği ameli ve itikadi konularda Hanefi/Maturidi geleneği takip ederken, Nusayriler Şii/İmami gelenek üzerine yol alırlar.

Nusayriler’de inanç, Hz. Ali’nin tanrısallığı üzerine kurulurken, Alevilikte tevhid, peygamber, Kur’an ve Ahiret inancı kavramlarında aşırılık yoktur.

Aleviler Kur’an-ı Kerimin bazı ayetlerinin tefsirinde sünnilerle ortak hareket etmeselerde kitabın ahkamı konusunda farklı düşünmezler..

Nusayrilik’te Kur’an’ın muhtevasından tevhid inancına kadar farklı bir anlayış söz konusudur.
Nusayriler’e göre Hz. Ali’nin kutsallığıyla ilgili ayetler Hz. Ebubekir, Hz.Ömer ve Hz. Osman tarafından Kur’an’dan çıkarıldığına inanılıyor. Ayrıca onların kendilerine ait “Kitâb el-Mecmû”‘ adlı kutsal kitapları vardır.

Nusayri inancında tanrı, ilk önce “İmam Ali” şekinde zuhur etmiş, sonra gölgesi “Muhammed”e yansımış ve böylece “Ali kendi nurundan “Muhammed”i yaratmıştır.
Muhammed’de Selman’ı yaratmıştır.
“Ali”, tanrının evrendeki yansıması olarak görülür ve onun bir ilahi sıfat taşıdığına inanılır. Ayrıca Hristiyanlık’taki gibi teslis (üçleme) anlayışı vardır;
Tanrı, “Ali”de zuhur eder ve onun nurunun bir yansıması olarak dünyaya yansır.
Bu sapık anlayış Nusayriliğin diğer İslam mezheplerinden çok farklı bir tevhid anlayışına sahip olduklarını gösterir.

Anadolu Aleviliği’nde buna benzer bir tasavvur bulunmamaktadır..
Alevilik’te yaratıcı evrendeki her şeyle iç içe olan bir varlık olarak kabul edilir.
“Vahdet-i vucud” anlayışı, yani insanın yaratıcının bir yansıması olduğu inancı, Alevilikte önemli bir yer tutar.
İnsanın yaratıcıya ulaşma çabası, Anadolu’da ki diğer tarikatlerde olduğu gibi Anadolu Aleviliği inanç sisteminde de aynıdır.

Alevilik’te ahiret inancında tasavvufi yorumların ötesinde İslami akaidden farklı bir tarafı yoktur.
Nusayrilik’te ise reenkarnasyonun esas alındığı, İslam inancı ile ters düşen bir ahiret inanışı vardır..

Nusayrilik’te ibadetler daha bireysel ya da aile içinde gerçekleşir ve geleneksel İslami ibadetlerle çelişir.
İbadetlerde bazı öğretiler ve dini bilgiler dışa aktarılmaz, yani ibadetler gizli kalabilir. Aleviler’de toplu ibadet “cem” vardır. Anadolu Aleviliğine özgü semah ibadeti Nusayrilik’te yoktur.

Alevilerde kadın ve erkek eşit kabul edilirken, Nusayriler kadını insandan saymazlar, sır vermezler, dinen sorumlu tutmazlar, cemaate almazlar..

Nusayrilerde şarap kutsaldır ve uluhiyetin sembolüdür.
Alevilikte böyle bir kutsallık yoktur.

İslam Dünyası’nda Orta Asya’da ve Ortadoğu’nun bir kısmında da görüleceği gibi “muharrem orucu”, “hızır orucu”, nevruz gibi özel günler kutlanır.
Aleviler, Kerbela’yı anmak için muharrem ayında yas orucu tutarlar. hızır orucu, hızır peygamberin zor durumdakilere yardım ettiğine inanılarak tutulur.

Nusayriler de muharrem ayına önem verir, ancak anma ritüelleri farklıdır.
Nusayriler’in kendilerine özgü kutsal gün ve bayramlarının yanımda bazı Nusayri toplulukları Noel gibi Hristiyan bayramlarını da kutlarlar..

Caferilik etkileşimde olduğu kültür dairesi içinde Şiiliğin ehli sünnete yakın koluysa, Nusayrilik de Haçlı kontluklarından ve Hristiyan kültüründen etkilenmesinden dolayı Şiiliğin Hristiyanlığa açılan kapısı konumundadır.

Nusayriler bir işe başlarken “bismiali” derler.
Alevilerde bu “Bismişah, Allah Allah” ifadesiyledir..
….
“Bismişah Allah Allah.!
Nimmet-i Celil,
Bereket-i Halil,
Şefaat-i Resul,
İnayet-i Ali,
Himmet-i Veli ola..”

Artık.!
Anadolu Aleviliği titreyip özüne dönmesi gerekmektedir.
Batı’da ki “Ali’siz Alevilik” dayatmaları ile Nusayrilerin “Ali de Allah’tır” sapıklıklarından kurtulması gerek.

Adem Şen

Bir önceki yazımız olan Narkokapan-Ankara Operasyonu başlıklı makalemizde içişleri bakanlığı, manşet ve Narkokapan hakkında bilgiler verilmektedir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.