Bakan Koca: Kısıtlamalara şu an için ihtiyaç yok

Son dakika haberi!

Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Heyeti bugün görüntü konferans tekniğiyle toplandı.

Toplantının gündeminde 20 binlere yaklaşan hadise sayıları, olağanlaşma adımları ve varyantların yayılma suratı vardı.

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, toplantının akabinde açıklama yaptı. Koca’nın konuşmalarından satırbaşları:

Hepinizin bildiği üzere son 2 hafta içinde hadise sayılarında çok süratli bir yükseliş yaşadık. Bayram günlerinde hastalık yok olmadı. Ancak üzülerek izledik ki hastalık yokmuş, hiç olmamış üzere bir tutumla bayramı karşıladık. Önlemlere dikkatin çok azaldığını üzülerek gördük. Bu günlerde bunun ektisini yaşadığımız bir gerçek. Hadise sayılarının artış suratı istemesek de yükselme eğiliminde. Bu durum birçok açıdan sorun teşkil ediyor.

Bunların birincisi aşı programımız toplum bağışıklığı gayesine ulaşamadan yeni bir varyantın baskın hale gelmesi ve aşı ile bağışıklık programımızı sekteye uğratma riski. Unutmayalım ki en az iki doz aşı olmadan ve üzerinden muhakkak bir müddet geçmeden bağışıklık elde edilmiyor. Birinci doz aşısını olmuş vatandaşlarımız şimdi bağışıklık kazanmadan virüsle karşılaştıklarında hastalığa yakalanabiliyorlar.

Misal formda iki doz aşı olmuş şahıslar için de üzerinden belli bir müddet geçtikten sonra aşıların aktifliği azalıyor ve bu durum da hastalığa yakalanma riski ortaya çıkıyor. Bunlar, aşı programının muvaffakiyete ulaşmasının önündeki en değerli risk faktörleridir.

“KISITLAMALARA MECBUR KALACAĞIMIZ BİR SEYİR YOK”

İkincisi ise salgını aşı ile durdurmaya çalışırken artan hadise sayılarının unutmak istediğimiz, bir daha dönmek istemediğimiz yakın geçmişteki kısıtlamalarla dolu hayatımıza dönmek. Kısıtlama uygulanan periyotlar salgının toplumsal hayatımızı en çok etkilediği, insani gereksinimlerin bile özel planlamalar gerektirdiği günlerdi. Kısıtlama günlerine geri dönmeyi hiç birimiz hiçbir surette tekrar yaşamak istemeyiz. Buna mecbur kalacağımız bir seyir şuan için yok. Lakin olmayacağı manasına gelmez. Bağışıklık sağlanmadan yapacağımız her tedbirsizlik bizi bu istemediğimiz sona yaklaştırır. Bu kısır döngüden kurtulmanın tek yolu aşı ile bağışıklık elde edene kadar önlemlere uymaktır.

Üçüncüsü ise maalesef kayıplarımızın artması tehlikesidir. Aşılar en çok risk kümesindeki vatandaşlarımız için değerli. Lakin yaygın olarak aşı olmadan yalnızca risk kümesinin aşılanması ile onları müdafaamız mümkün değil. Sevdiklerimizi, büyüklerimizi korumak için evvel kendi aşılarımızı olmamız kural. Bana bir şey olmuyor kanısı ile sevdiklerimizi riske atabilecek durumda değiliz.

“AKTİF OLAYLARIN YÜZDE 87’Sİ AŞISIZ”

Salgın idaresi açısından aşıların tesir mühleti ve aktifliği son derece değerli. Tüm sıhhat alt yapısını dijital olarak yönetebilen bir ülkeyiz. Elimizde tüm tedavi ve önlemleri yönetebilecek dijital bir alt yapı var. Denetimi elde tutabilmek için tüm dataları anlık olarak tuttuğumuz karar takviye sistemlerimiz var. Buradan yaptığımız ön incelemeler kimi sonuçlara işaret ediyor.

Örneğin, şuan faal olaylarımızın yaklaşık %87’si aşısı tamamlanmamış bireyler. Mevcut etkin olaylar içinde tam aşılı olup hastalığa yakalananların oranı %5’den az. Hastanede yatan hastalarımızın %95’i de aşısı tamamlanmamış şahıslar.

Bir öbür kıymetli ön kıymetlendirmemiz de aşıların tesir müddeti ile ilgili. Aşı programımız ile birlikte etkin olaylar içinde 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın oranı dramatik halde azalmıştı. Fakat aşılamanın üzerinden 4-5 ay geçtikten sonra bu yaş gurubunun faal hadiseler içindeki oranı artmaya başladı.

Bunu görür görmez 3. Doz ikazında bulunduk ve 50 yaş üzeri vatandaşlarımızın 3. Doz aşılarını olmalarını sağlayan programı başlattık. Bunu bizden daha erken fark eden ve uygulayan olmadı. Lakin hali hazırda bu durumda aşı olması gereken 9 milyona yakın vatandaşımız aşı olmayı bekliyor. Bu vatandaşlarımızı korunmak için bir an önce 3. Doz aşılarını olmaya davet ediyorum.

Salgının seyrini dikkate alarak zarurî uygulamalar getirilmesi gerektiği çokça lisana getiriliyor. Hatta kimi ülkeler bu mevzuda kanunlar çıkarıyor ya da hazırlıyor. Bizim bu hususa yaklaşımımız bilimsel bilgilerden elde edilecek sonuçlara bakmadan atılacak adımların eksik olacağı tarafındadır.

Birinci önceliğimiz, tüm vatandaşlarımızın sorumluluk alarak ve sorumlu bir birey olarak kendi önlemlerini alması ve aşı olarak topluma karşı ödevini yerine getirmesidir. Yaptığımız çalışmaların bilime ve delile dayalı sonuçları özel önlemler almayı gerektirirse bunu yapmaktan imtina etmeyiz. Lakin, herkes yapıyor, herkes istiyor diye bir adım atmayacağız. Kısıtlamalarla dolu bir toplumsal hayat hiç birimizin tercihi ya da önceliği değildir.

Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda önlem alınması gerek bir durum olursa bunu sizlerle paylaşacağım.

Bir önceki yazımız olan Millet-i Sadıka’dan Büyük İhanete: Ermeni Terörü başlıklı makalemizde Agop Agopyan kim öldürdü, ASALA ve asala'yı kim bitirdi hakkında bilgiler verilmektedir.